Medyada toplumsal cinsiyet eşitliği için verilen küresel taahhütlerin üzerinden neredeyse otuz yıl geçmesine rağmen kadınların haber içeriklerinde temsili hâlâ çok yetersiz.
Medyada toplumsal cinsiyet eşitliğine dair dünyanın en uzun soluklu araştırması olan Küresel Medya İzleme Projesi’nin (GMMP) son raporuna göre, 2025’te kadınlar dünya genelindeki tüm haber özneleri ve kaynaklarının yalnızca yüzde 26’sını oluşturdu. Bu, 2005’tekiyüzde 14’lük orana kıyasla kademeli bir iyileşmeye işaret etse de yapısal bir dengesizliğin hâlâ sürdüğüne de işaret ediyor.
GMMP’nin 2025 bulguları, dünya genelinde medyadaki uzman seslerinin yalnızca yaklaşık dörtte birini kadınların oluşturduğunu ortaya koyarken Türkiye’deki uçurum televizyon haberlerinde daha da görünür hâle geliyor. Siyasetten halk sağlığına kadar her konuda tüm konukları erkeklerden oluşan tartışma programları ekranlara hükmediyor. Bu durum, temsil eksikliği nedeniyle sosyal medyada izleyicilerden eleştiri topluyor.

Gazeteciler Semin Gümüşel Güner ve Ayşe Karabat, tam da bu sebepten medyadaki kaynak çeşitliliğini artırmak amacıyla 2021 yılında “Sensiz Olmaz, Sessiz Olmaz” girişimini başlattı.
Amaçları basitti: kadın uzmanların görünürlüğünü artırmak ve haber merkezlerinin onlara ulaşmasını kolaylaştırmak.
Haber merkezinin gerçekleri

Kaynak: Kendi arşivi
Inside Turkey’e konuşan Gümüşel projenin başlamasına vesile olan ilk fikrin, medya kuruluşlarının görüş almak için başvurabileceği bir kadın uzmanlar rehberi oluşturmak olduğunu söylüyor.
“Deprem araştırmalarını ele alalım. Elbette akla ilk gelen Naci Görür gibi erkek uzmanlar var. Peki bu alanda bir kadın uzman var mı? Veri tabanı bunu hızlıca öğrenmenizi sağlıyor,” diyor Gümüşel, sistemin işleyişini açıklamak için.
Gümüşel’e göre birçok kadın uzmanın medyayla konuşmak konusunda tereddütleri var. Daha önce yaşadıkları olumsuz deneyimler, akşamlarını televizyon stüdyosunda geçirmelerini engelleyecek sorumluluklar ya da geleneksel toplumsal cinsiyet kalıpları bu tereddüdün sebepleri arasında yer alabiliyor.
Sensiz Olmaz, Sessiz Olmaz girişimi, kadın uzmanlara medya eğitimi vererek bunu değiştirmeyi hedefliyor. Kadınların görüş verirken erkek meslektaşlarına göre daha fazla sorguya ve eleştiriye maruz kaldığına dikkat çeken Gümüşel, akademisyenleri ve uzmanları medyayla konuşma konusunda eğiterek kendilerini izleyici karşısında daha güvende hissetmelerini amaçladıklarını anlatıyor:
“Bu projenin kimsenin kişisel halkla ilişkilerini güçlendirmek için olmadığını hep vurguluyoruz. Medyada böyle bir ihtiyaç var. Özellikle genç kızların daha fazla kadın rol model görmesi gerekiyor.”

Araştırmacı ve yazar Evrim Kuran’ın yaptığı toplumsal cinsiyet dinamikleri araştırmaları, kadınların belirgin şekilde daha yüksek oranda “imposter sendromu” yaşadığını, başarılarını yetkinlik yerine sıklıkla şansa bağladıklarını gösteriyor.
İlerlemeyi takip etmek
Sensiz Olmaz, Sessiz Olmaz gibi projeler uzman röportajlarında kadın temsilini artırmaya odaklanırken medyada toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşmak için başka neler yapılabilir?
BBC’nin 2017’de başlattığı “50:50” küresel girişimi medya içeriklerinde toplumsal cinsiyet dengesini iyileştirmeyi hedefliyor. 50:50 haber merkezlerini programlarında ve haberlerinde yer alan ya da adı geçen kadınların sayısını takip etmeye ve artırmaya teşvik ediyor. Proje o tarihten bu yana BBC’nin geneline ve ötesine yayıldı; dünya çapında yüzlerce partner kuruluş bu modeli benimsedi.
GMMP 2025 raporu, kadınların haberin tüm türlerinde temsiliyetinin hâlâ yetersiz olduğunu gösteriyor ancak dijital mecralar geleneksel medya kuruluşlarından biraz daha iyi performans sergiliyor. Dijital haber merkezlerinde daha fazla kadın gazetecinin bulunması, kadın uzmanlara söz verilen haberlerin sayısını biraz da olsa artırıyor.

Dijital geçmişi olan televizyon gazetecisi Berrak Güngör, erkekler tarafından üretilen programlarda tamamen erkeklerin yer almasının daha olası olduğunu vurgulayarak “Özellikle erkekler toplumsal cinsiyet dengesini pek düşünmüyor” diyor.
Kendi deneyimlerini anımsayan Güngör, kaynak olarak kadın uzman eksikliğini dile getirdiğinde sık sık aldığı tanıdık yanıtı aktarıyor: “Uygun kimseyi bulamıyoruz.”
Sensiz Olmaz, Sessiz Olmaz girişimi de tam olarak bunu değiştirmeyi hedefliyor.
“Erkeklere uzmanlıklarını paylaşma becerisi doğuştan geliyormuş gibi öğretiliyor” diyor Gümüşel. “Biz ise daha fazla kadının sesini ve uzmanlığını paylaşmasını hedefliyoruz ki bu uçurum kapanabilsin.”